Enterotoksemi (Enterotoxemia),
Clostridium Perfringens bakterilerin çıkarmış oldukları zehirli salgı ile
oluşan (toksinler ile), sığır ve koyunlarda görülen, çok hızlı yayılan ve
seyreden öldürücü karakterli hastalıktır. Enterotoksemi hastalığı dünyanın
bütün bölgelerinde görülen, genç buzağılarda, koyun ve kuzularda kayıplara
neden olur.
*Bu en yaygın olarak kuzum ve buzağılarda, zaman zaman da oğlak görülen akut ve
yüksek oranda ölümcül bir hastalıktır. Bu hastalık Clostridium Perfringens
tarafından üretilen toksinlerden ileri gelir. Her birisi biraz farklı öğreten,
ancak klinik desenleri ötüşen birkaç toksin belirlenmiştir. B, C ve D tipleri
Amerika'da en yaygın görülürken, A tipinin tayda kolitise (kalın bağırsak
iltihabı) neden olduğu bildirilmiştir. Enterotoksemi, en yaygın olarak genç
hayvanlarda görülür, ancak ergin hayvanlarda da ani ölüme sebep olabilir.
*Toksin tipi ne olursa olsun, hastalığın başlangıcı anidir ve ölüm oranı
yüksektir. Tip A kuzularda ciddi depresyon, solgunluk, sarılık,
hemoglobinuri(idrar hemoglobin) ve hızlı nefes alma gibi durumlara neden olur.
Buzağılarda bazı yönlerden Leptospirosise benzeyen hemolitik bir hastalıktır.
Tip B Enterotoksemi, sıkça kuzu dizanterisi olarak adlandırılan ciddi barsak
hastalığından sorumludur. Bu hastalık, genellikle 2 haftalıktan küçük kuzular
da görülür ve herhangi gözlenebilir belirtileri olmadan ölüme sebep olabilir.
Daha az akut durumlar, ciddi abdominal ağrı; süt emme başarısızlığı; bol ve
sıkça da kanlı ishal gösterir. Bu hastalık hızla koma durumuna ve 24 saat
içerisinde ya da daha kısa sürede ölüme kadar ilerler.
*Tip B, genellikle 7 ile 10 günlük buzağıları etkiler. Ancak zaman zaman da
daha yaşlı buzağılar etkilenir. Buzağılarda ki semptomlar, kuzulardakine
benzer. Ancak birkaç saat dayanamayan buzağılar merkezi sinir sistemi
belirtileri de geliştirebilir. Çok akut doğası sebebiyle Enterotoksemi teşhisi
genel olarak post mortem lezyonlar temeline dayanır. Ülserler ve peritonitis
ile birlikte hemorajik (kanamalı bağırsak iltihabı) yangın olgulardır. Bir barsak
parçası ve bağırsak içeriğinin laboratuvar incelemesi teşhisi teyit eder.
*Tip C, benzer lezyonlar a sebep olur ve laboratuvarda C. Perfringens
exotoksininin çıktısının alınması kesin bir teşhis verir. Tip C, büyük Britanya’da
Ergin koyunlarda çarpılma olarak bilinen hastalıktan sorumludur ve zaman zaman
bu ülkede görülür.
*Tip D, Enterotoksemi, her ne kadar 2 haftalıktan küçük olanları da etkileyebilse
de, açık besi arazilerindeki kuzularda büyük bir problemdir. Karakteristik
olarak en iyi beslenen hayvanlar, ilk etkilenen grup olur. Çünkü hastalık
genellikle iyi beslenen hayvanlarda görülür ve yaygın olarak da aşırı yeme
hastalığı olarak belirtilir. Ani ölüm, Belki de yegane belirtidir. Biraz uzun
yaşayan hayvanlar huzursuz ve heyecanlı, koordinasyon bozukluğu ve titremeler
gösterebilir. Hayvanın nasıl erken öldüğüne bağlı olmak üzere, post mortem
olarak hiçbir lezyondan kalp kası, karın kasları ve bağırsakların yüzeylerinde
kanamalara kadar aralıklarda lezyonlar olabilir. Böbreklerin hızlı bir post mortem
çürümesi veya bozulması, diğer yangın ismi olan yumuşak böbrek (pulpy kidney)
hastalığı için temel oluşturur.
*Hangi tip olursa olsun, değişik Enterotoksemi şekilleri, bazı ortak
karakterleri ve kontrol metotlarını paylaşır. C.Perfringes, hayvanların
bağırsak sisteminde yerleşen yaygın bir toprak kökenli organizmadır. Kesin
mekanizma pek tanınmamakta ise de, hayvanın bununla baş etme kapasitesinin
fazlalığı olarak, organizmanın bazı şartlar altında bir zehir olan exotoksin
ürettiği görülür. Aşırı süt ya da dane yem tüketiminin bu durumu hazırlayıcı
(predispoze edici) bir faktör olduğu bilinir. Bunun bir delili olarak, en yağlı
hayvanlar genellikle ilk etkilenen hayvanlar olmasıdır ve hastalık, basitçe
onlara yetecek kadar çok süt almamaları sebebiyle, süt emen ikiz kuzularda
nadiren görülür. Benzer olarak, açık besi arazisi şartlarındaki hayvanlarda
hastalık çıkışları, en yaygın olarak hayvanlar bol yemlerin üzerine konulduktan
birkaç gün sonra meydana gelir.
*Tipine bakılmaksızın, Enterotoksemi kontrol altına alınması için standart bir
öneri, çok genç hayvanlar için süt veya daha yaşlı gruplar için dane yem
olarak, yem alımını azaltmaktır. Maalesef, açık besi alanlarında azaltılan dane
ne yemlerle besleme, hızlı ağırlık kazancı oranı ile çelişkilidir. Bazı açık
arazi besisi işletmeleri, popülasyonlarını azaltmak için, sürekli olarak
düşük seviyeli tetrasiklinlere gibi spektrumlu antibiyotik yemlerle beslenme
ile hastalık oluşma sıklığını başarı ile azaltmaktadır.
*Bu antibiyotikler ve bağışıklık temini, hastalığın kontrol altına almada en
etkili yollardır. Toxoid, antitoksin, antiseptik ve bakterin gibi bazı tip
biyolojik ürünler mevcuttur. Bunların her birisi de bakteri tipine göre özeldir.
Daha pahalı olmalarına rağmen, probleme sebep olan spesifik toksin tipi
belirlenmedikçe, mevcut polivalent ürünler tavsiye edilir. Kullanılacak ürünün
seçimi şartlara bağlıdır ve bir veteriner hekimden tavsiye alınması önemle
tavsiye edilir.
*Genel olarak söylemek gerekirse, hayvanlar açık besi arazilerini ilk
bırakıldıkları ve bir hastalığın çıktığı anda, bunları derhal korumak için
antitoksin ve antiserum kullanılır. Antiserum kullanılırsa, anafilaktik şok
belirtilerinden sonra birkaç saat dikkatlice yıkanmalıdır. Dişi hayvanlar
antitoksin veya bakterinler ile daha önceden aktif olarak bağışıklık kazandırıldığı,
zaman yeni doğan yavrulara kolostrum antikorları ile biraz koruma sağlanabilir.
Bu ürünler kullanıldığında ürünlerin dozu kullanım yeri ve yerleştirme yolu
hususlarında üretici talimatlarına uyulduğundan emin olmalısınız, çünkü bu
ürünlere karşı oluşan doku ve reaksiyonları nadir değildir.
*Aşılama ile hayvanlar Enterotoksemi hastalığından
korunabilir. İlk kez aşılanacak olan kuzu ve koyunlar, 21 gün arayla iki kez
aşılanır. Daha önce aşı yapılan koyunlar var ise bu durumda bir kez aşılanması
yeterli olacaktır. Yapılacak aşılar ile buzağılar da Enterotoksemi
hastalığından korunmuş olacaktır. Doğumdan 2 veya 3 ay önce gebe olan inekler
aşılandığı taktirde, doğacak olan buzağılarda 3-5 haftalık bağışıklık sağlanmış
olur.
*Aslında en önemlisi, zamanında koruyucu aşıların yapılmasıdır.
*Ahır veya işletme ortamının hijyenine dikkat
edilmelidir.
*Zamanında iç parazitlerle mücadele edilmeli.
*Ani
yem değişiklikleri yapılmamalı, yem değişiklikleri yapılsa
bile bu 7-10 güne yayılmalıdır.
*Buzağı veya kuzular fazla sütle beslenmemeli.
*Hayvanların önünde her zaman taze ve yeni yem
bulundurulmalıdır. Ayrıca bozuk ve küflü yemler verilmesinden kaçınılmalıdır.
*Hasadı yeni yapılmış olan anızlarda hayvanlar hemen
otlatılmamalı.
*Hastalıkların çıkması durumunda mümkünse mera ve
yemler değiştirilmelidir.
Koyunların Enterotoksemi (Çelerme) Hastalığından Korunması
*Koyunlar sabah erken saatlerde meraya salınmadan
önce yem verilmelidir. Aç karna meraya salınmamalıdır.
*Bozulmuş veya küflenmiş yemler koyunlara
verilmemelidir.
*Kuzuların ilk döneminde emzirmelerine dikkat
edilmeli, emzirme azar azar yapılıp sık olmalıdır.
*Kırağılı ve soğuk havalarda koyunlar meraya
çıkarılmamalıdır. Çıkarılacak ise de kırağı çözüldükten sonra meraya
salınmalıdır.
*Hastalık ortaya çıktığında, koyunlara verilen yoğun
yem miktarı azaltılmalı, kaba yem miktarı artırılmalıdır.
*Zamanında Enterotoksemi aşısı yapılmalıdır. Aşı,
Enteretoksemiye karşı en etkili araçtır.
Enterotoksemi Aşısı Ne Zaman Yapılır?
*Enterotoksemi aşısı,
yem değişikliği yapmadan önce, mevsim geçişlerinde, besiye alınacak olan
hayvanlarda besiden önce yapılmalıdır.
1 Yorumlar
Veteriner bilgilerini paylaştığınız için teşekkür ederiz. Bu benim görüşüme katkıda bulunuyor. Endonezya selamlar.
YanıtlaSil