İneklerimiz Bizden Ne İster?
**İneklerin konuşmadığını
herkes bilir. Konuşamadıkları için dertlerini bize söyleyemezler. Fakat dertlerini,
sıkıntılarını, memnuniyet veya memnuniyetsizliğini, acıktığını ve susadığını
gibi gibi etmenleri konuşamadan yaptıkları ve göstermiş oldukları hal ve
hareketlerle aslında bizimle konuşmaya çalışırlar. İşte buraya iyi kayıt, iyi
gözlem, iyi besleme devreye giriyor.
**Söz konusu, hayvan
besleyiciler, yaptıkları her şeyde kayıt tuttuklarında, ses ve gürültü
çıkarmadan, hayvanları rahatsız etmeden varsa gizli dertlerini dinlemek için
günlük sadece 10-15 dakikalığına hayvanların bulunduğu yerde sabit kalıp
etrafı(hayvanları) iyi gözlem yapan, hayvanların önünde sürekli yem bulunduran,
koruyucu hekimlik uygulamalarını (aşıları
zamanında yapma, uygun boğa seçimi, uygun barınak sistemi vb.) zamanında ve
gereği gibi yapan hayvan besleyiciler, hayvanlarını mutlu ettireceği gibi
havanları da kendisini mutlu ettirecektir.
Dolayısıyla:
**Ara sıra inekler ile
konuşup, onların ne istediğine kulak verilmeli.
**Hayvanlar günde 14
saatten daha az yatıyorlar ise yataklarını beğenmiyorlardır.
**Hayvanlarımız
ağızlarına koydukları her bir lokmayı 50 defadan daha az çiğniyorlar ise verildiği
karışım yemler gereğinden daha ince kıyılmış ya da gereğinden fazla yoğun kesif
içeriyor anlamına gelmektedir.
**Hayvanlarımız doğum
yaptıktan hemen sonra süt verimleri ciddi oranda düşüyorsa, kondisyon skorları düşüyorsa, günlük yatma süreleri artıyor ise hayvanlarımız yeterli
miktarda enerji ve kuru madde tüketmiyorlar demektir.
**İneğimizin ırk
veriminden dolayı, doğum sonrasında vermesi gereken süt miktarını vermiyorsa veya
süt verimine ulaşamıyorsa, doğum sonrası yatıp kalkma sorunu yaşıyorsa, inek kuru dönemde iken yüksek proteinli
kombinasyon ile beslendiğinden Hipokalsemiye
yakalanmış demektir.
**Zeminin gereğinden
fazla tırtıklı olması, sürekli çamur, balçık ve rutubet olmasından dolayı hayvanlar topallayacaktır.
**Ayrıca hayvanlar, gereğinden
fazla çok ince kıyılmış veya yoğun kesif yemlerle beslenildiğinde ve hayvanlar
topallıyor ve sırtları kambur oluyorsa, Asidoza yakalanmış demektir.
**Hayvanların günlük
almaları gereken vitamin ve mineral miktarını alınmadığında, tırnaklar uzamaz,
tüyler parlak olmaz, toprak yeme alışkanlığını edinirler, birbirlerinin
tüylerini koparırlar ve birbirlerinin idrarını yalarlar.
**Doğum sırasında güç doğum olmadığı halde gereksiz yere
müdahalede bulunulmuş ise, düşük enerjili yemlerle beslenilmişse, kızgınlık
göstermesini sağlayan hormonlarını dengeleyen ve ihtiyaç duydukları mineral
maddelerin yeterli düzeyde onlara verilen karışımın içerisinde olmadığında
hayvanlar kızgınlık göstermemeye başlar.
İnekler Sürekli Mastitis Oluyorsa ise:
- Yem dağıtım işleminin sağımdan önce yapılmıştır.
- Ön daldırma, son daldırma, gerekli sağım hijyenine uygun hareket edilmediğini gösterir.
- Vakum pompasının, vakum ayarının kontrol edilmediğini gösterir.
- Sağımın kısa sürede bitirilmek istenildiğini, sağım süre ve zamanlarının çok düzensiz olduğunu gösterir.
- İneklerin memeleri deformasyona uğramış ise gereğinden fazla dezenfektan kullanılıyor ya da vakum pompasının ayarı yanlış demektir.
**Ortam ısısı normal
ısının üzerinde ise, hayvanlar hızlı hızlı soluk alıp vermeye başlar ve sürekli
suluk veya suyun etrafında beklerler. Yüksek sıcaklıklar hayvanlarda strese neden olmaması için barınaklarda uygun serinletme sistemleri yapılmalıdır.
**Yemler sağımdan önce
hayvanların önüne döküldüğünde, sağım haneye gitmek istemeyeceklerdir. Dolayısıyla
yemler sağımdan hemen sonra önlerinde hazır olarak bulundurulmalıdır.
**Hayvanlar bizden
kaçıyorlarsa, bakıcılar ineklere kötü davranıyordur.
**Hayvanlar sürekli
yalanıyorlarsa onlarda parazit var demektir.
**Hayvanlarda normalden
daha fazla dil dolma hastalığı varsa, diğer hayvanları sürekli emme gibi alışkanlıklar
var ise hem mineral eksikliği vardır, hem de yemlikler sürekli boş kalıyor
demektir.
**Sağılmakta olan hayvanların önünde sürekli yem bulundurulmalıdır. Yemler
erken tükeniyorsa da gerekli düzenlemeler yapılmalı.
**Her ihtimale karışı
Asidoz riskine karşı hayvanların önünde sürekli olarak kontrol samanı
bulunmalıdır. ( Saman hayvanlarda tamponlayıcı görevini görür.)
**Hayvanlar durduk yere
bağırmazlar. Dolayısıyla bağıran bir hayvan:
- Bir şeyden korkmuştur.
- Başka bir gruba karışmıştır.
- Kızgınlığa geliyordur.
- Açtır.
- Susuzdur.
- Sağılmayı bekliyordur.
- Yavrusunda ayrılmıştır gibi kesinlikle anormal durumlar vardır demektir.
**Hayvanlarımız
konuşamıyor olabilir. Sadece mooooo derler. Fakat kesinlikle bunu unutmayın! Sadece
moooo demek her şeyi ifade edebilir. Anlaması gereken sizsiniz.
2 Yorumlar
Hi :) This post is very interesting
YanıtlaSilI am following you and invite you to me
https://milentry-blog.blogspot.com
Okey. Thank you Milentry.
YanıtlaSil