Buzağılar Neden Öksürür? Buzağıların Öksürük Tedavisi Var mı?
**Buzağılar işletme veya
hayvan besleyiciler için önemli yer tutmaktadır. Bazı hayvan besleyiciler
sadece buzağıdan kazanç elde etmektedir. Kuru dönemde ineklerin yanlış beslenmesi, aşıların zamanında yapılmaması, kuru
ve temiz kuralına uyulmaması, düzgün bir havalandırma sisteminin sağlanamaması
gibi etkenler ile sürü yönetiminin yanlış yapılmasından dolayı gerek
büyükbaş-küçükbaş ve gerekse buzağı kayıpları meydana gelmektedir. Bu kayıplar
da hayvan besleyiciler için büyük maliyet kayıplara yol açar.
**Buzağıların en önemli
sorunları ishal ve öksürük olarak söyleyebiliriz. İshalden sonra gelen ikinci
önemli sorun öksürüktür. Öksürük aslında buzağılarda daha sorunlu hastalıkların
meydana gelebileceğini gösteren bir belirtidir. Hastalığa ‘’Enzootik
pneumoni’’, ‘’ buzağı pneumonisi’’ adı verilmekte olup, bazı araştırmacılar
tarafından ‘’buzağıların viral pneumonisi’’ de denilmektedir. Kısaca hastalığa
‘’zatürre’’ veya ‘’buzağıların solunum yolu enfeksiyonu’’ diyebiliriz.
**Öksürük Multifaktöriyel
yani çok etkenin bir araya gelerek oluşturduğu bir sorun halini alır. En önemli
sebebi de strestir. Stres bu hastalığın temel hazırlayıcı nedenidir
diyebiliriz.
Öksürük hastalığın hazırlayıcı nedenleri kısaca şöyle sıralayabiliriz:
**Büyük hayvanlarla aynı
koşullarda ve aynı yerde tutulan, ortamda amonyağın biriktiği, nemli, sıkışık,
kalabalık damlarda tutulan buzağılar her zaman stres altındadır. Dolayısıyla Enzootik
Pneumoniye yakalanma riskleri bir hayli yüksektir. Beslenmede yapılan hatalar,
uzun seyahat nakliyesi, düşük kalitedeki buzağı maması ile besleme, ani ve sert
hava değişiklikleri, temiz suyun verilememesi, hayvanların susuzluk kalmaları,
aşırı soğuk, yatakların beton ve altlık materyalinin olmaması, kuru ve temiz
olmayan ortamlar hastalığın hazırlayıcı nedenlerindendir.
**Enzootik pneumoni,
işletmelerin koruyucu hekimlik ve sürü yönetimi hususlarında sorunları
olduğunu gösterir.
![]() |
buzağıda-pneumoni |
**Hastalık, sık soluma,
iştahsızlık, burun akıntısı, öksürük, sorulunun güçlüğü, durgunluk ve zayıflama
ile ortaya çıkar. Hayvan yetiştiricileri arasında “Karnını Dövüyor” olarak
tanımlanan diyafram ile soluma şekli tipiktir. Başlangıçta ateş yüksektir. Lakin
daha sonrasında vücut sıcaklığı normal veya normalin altında bile ölçülebilir. Bazı
durumlarda da hastalığın ishal ile birlikte seyrettiği gözlenir.
**Zamanla stresin meydana
gelmesiyle beraber stres faktörlerinin hazırlamış olduğu ortamlardan virüsler
yararlanarak hastalığı oluştururlar. Başlıca hastalık etkeni olan virüsler,
IBR, BRSV ve PI3 virüsleridir. Reovirüs,
adenovirüs, rhinovirüs ve enterovirüsler de işe karışırlar. Bazı vakalarda BVD
virüsü de işin içine girer. Bu sorun burada
kalmamakla beraber sonraki süreçte sorun daha da ileri boyutlara geçer. Bu
virüslerin ardından bakteriler de hastalık yapıcı etkenler olarak devreye
girerler.
**Pasteurella multocida,
Mannheimia haemolytica, Haemophilus (Histophilus) somni, Mycoplasma bovis,
Clamidya (Clamydophila) ve Trueperella pyogenes gibi bakteriler virüslerin
açtığı yoldan ilerleyerek alt solunum yoluna ve akciğerlere yerleşirler.
**Akciğerlerin hava
keselerine (alveoller) öncelikle kan dolar, halk tabiriyle kan oturur. Yani
fibrin alveollerin içini doldurur. Giderek, yangı ve irin yapıcı bakterilerin
etkisiyle akciğer harap olmaya ve hatta sönmeye başlar. Mikroorganizmalar
çoğalıp toksinlerini salgıladıkça bölgeye gelen leucocytler (akyuvarlar) bu
toksinler tarafından imha edilirler. Böylelikle durum önemli ve vahim bir hal
alır.
**Bakterilerin, özellikle
Pasteurella, Mannheimia gibi bakterilerin leucotoksik ve sitotoksik
(Löykositleri ve dokuları yıkımlayan) etkisiyle buzağının durumu kötüleşir. Hastalık
giderek şiddetlenmesi sonucunda buzağılarda %20 oranında ölümler meydana
gelebilir. Hastalığın aniden başlaması, buzağının ‘’karnını dövmesi’’ çok
belirgin olup, uzaktan bile teşhis koyulabilecek kadar kesin belirtilerdir. Fakat
kesin teşhis otopsi ya da laboratuvar tetkikleriyle konulur.
**Buzağıların solunum yolu
enfeksiyonlarının tedavisi aslında çok uğraştıran, sonucu belli olmayan, tedavisi
çok zor olan ve hatta tedavisi olmayan bir hastalıktır diyebiliriz. Hastalık ortaya
çıktıktan sonra sadece antibiyotiklerle tedavi edilmeye çalışılır fakat, bu
durum olumlu yönde bir etki göstermez.
**Tedavi edilebilen
buzağıların bazıları ortalama olarak %25’lik kısmı aynı vaka nükseder.
Uygulanacak olan tedavi sonucunda buzağılar kurtulalar dahi normal randımanı
vermezler, gelişmelerini gösteremezler. Dolayısıyla buzağılar ölmeseler bile
büyük bir kayıp olarak kayıtlara geçeceklerdir.
**Üst kısımda da
değinildiği gibi buzağı pneumonisinin çözümü sürü yönetiminin kıstaslarını ve koruyucu hekimlik uygulamalarını yerine getirmekten geçer. Bunu da
‘’aşılama yap, koşulları düzelt’’ şeklinde özetleyebiliriz.
**Buzağıların bir diğer
önemli streslerinden bir başkası da, sütten kesme dönemi stresidir. Buzağıları sütten kesip, yem yiyen dana olması için
doğru bir besleme programı ile yani
ortaya çıkabilecek besleme sorunların önlenmesi için, mineral, enerji, protein
gibi eksikliklerine yol açmayacak şekilde besleme yapılmalıdır. sütten
kesilmesi şarttır. Sütten kesildikten sonra ortaya çıkacak olan stresi azaltmak
ve stresi önlenmek için, son birkaç gün sütten kesilmeye yardımcı olabilecek
bazı yem katkılar verilebilir.
**Aşılar öncelikle
annelerden başlayarak rapelli (tekrarlı) bir biçimde eksiksiz olarak
yapılmalıdır. Kesinlikle düşük kaliteli ve bilinmeyen buzağı mamalarından da
uzak durulmalıdır. Bu önlemler zamanında alınmayıp hastalıkların baş
gösterdiği, ortaya çıktıktan sonra aşı gibi önlemler alınması ve hasta olan
buzağı tedavi edilse dahi, akciğerlerinde geri dönüş imkanı olmayan hasarlar
kalabileceği de göz ardı edilmemelidir.
**Çeşitli hastalıklardan
kalıcı hasar oluşan buzağılardan iyi bir düve veya işe yarar besi danası elde
edilemez. Doğumdan önce, kuru dönemden başlamak üzere anneye gerekli aşılar ve
uygulamalar yapılarak, doğum anı ile beraber sistemli ve doğru bir kolostrum (ağız sütü) yönetimi gibi
önemli koşullar yerine getirilmelidir. Aynı ortama gereğinden fazla hayvan
koyulmamalı, sıkıştırılmamalı ve kalabalık ortamlardan kaçınılmalıdır. Nakliye öncesinde
ve her türlü buzağı-inek-dana-düve yer değiştirmelerde kesinlikle stresi
giderici uygulama yapılmalıdır. Doğru bir havalandırma yapılmalıdır. Hayvanlar
amonyak gibi zehirli gazlara maruz bırakılmamalı ve ortamın nem oranına dikkat
edilmelidir. Ayrıca buzağılar, diğer büyük hayvanlardan ayrı, kuru ve temiz
yerlerde barındırılmalıdır. Daha önce de bahsettiğimiz gibi buzağılar hayan
besleyicileri açısından çok önemli yer tutmaktadır.
Son olarak da kuru dönemde annelere iç ve dış parazit mücadelesi yapılmalıdır ve
özellikle kıl kurtları (yuvarlak kurtlar) yönünden annelerin ilaçlanmasının
önemi unutulmamalıdır.
0 Yorumlar