Besicilikte Koruyucu Hekimlik Uygulamaları
*Olacağını tahmin
ettiğimiz problemlere karşı önlem almak demektir. Hayvanlar hastalığa
yakalanmamaları için önceden gerekli olan önlemleri almak demektir.
*Türkiye’de halen
koruyucu hekimlik bilinci yerleşmediği için, buzağı ölümleri artmakta, süt
kaybı çoğaltmakta, zarar artmakta ve kar miktarı da düşmektedir. Çünkü ortada
herhangi bir hastalık yokken yani hayvanlar hastalıklara yakalanmadıkları için
para harcanmak istenmemektedir. Oysaki hayvanların hastalıklara yakalanmadan
önceden gerek koruyucu, düzenli veya yıllık yapılan aşılarla gerekse uygun birr asyonla hayvanların hastalıklara yakalanıp daha fazla bir maliyet kayıpları
önlenebilir. Önceden alınan küçücük miktarlardaki önlemler ile büyük bir koruma,
büyük kayıpların önüne geçilecektir ayrıca, garantili bir iş yapılacaktır.
Ortaya çıkan hastalıklardan sonraki tedavi sürecinde, tedavi her zaman her
yerde her koşulda başarılı olmayabilir. Ama erken müdahale, korunma her zaman
başarılıdır ve ucuzdur.
*Koruyucu hekimlikte
kapalı bağlı sistem ile açık serbest sistemler arasında bazı farklar mevcuttur.
Kapalı bağlı sistem veya açık serbest besicilikte bazı koruyucu hekimlik
çalışmaları yapılmalıdır.
*Koruyucu hekimlik
öncelikle biyo güvenlik uygulamalarının eksiksiz ve ihmal edilmeden yapılması
ile başlamaktadır. Dolayısıyla koruyucu hekimlik sadece aşılar ile
yapılmamaktadır.
*Koruyu hekimlik en
başta, henüz barınak ya da padok yapımında göz ününe alınması gerekir. Sonrasında
ise uygun yemleme, gerekli olan desteklerin zamanında verilmesidir. Biyo güvenlik
için ise karantina padoğu, girişte dezenfeksiyon çukuru, çevre çiti gibi
mutlaka düşünülmelidir. Ayrıca etkin ve düzenli olarak sinek mücadelesi ihmal
edilmemelidir.
Koruyucu Hekimlikle ilgili uygulamalar
*Açıkta serbest sistem
besicilikte grupların birbirine denk danalar ile oluşturulmalıdır.
*Hayvanların solunum
yolu enfeksiyonlarına yakalanma riskini azaltmak için, besi yerine girişte
stres giderici yem katkıları kullanılmalıdır. Genellikle besiye yeni alınan
danalar nakliye ile getirildiğinde işletmeye getirildiği günden itibaren 3-10
gün içerisinde mutlaka öksürürler. Zatürre vakaları da stres ile başlar. Öksürük
kesilmediği taktirde hayvan strese girip hem zatürre hem de başka hastalıklara
da yol açacaktır.
*Danalar besi alanına
giren yabancılardan büyük rahatsızlık duyarlar. Besi yerine yabancı girişler
önlenmelidir. Bu önlem başta şap hastalığı olmak üzere, çeşitli hastalıkları ve
stresi önleyecektir. Önlenmediği takdirde bu hastalıklarla karşı karşıya
kalınabilir.
*Kaba – kesif yem
dengesinin doğru olması, yemin kaba ve kesif kısımlarının karıştırılarak
verilmesi gerekir.
*Yemler ince un haline
getirilmemesine dikkat edilmesi gerekir. Tane yemler yani arpa, buğday ve mısır
çok ince öğütüldüğünde ani ve hızlı bir şekilde sindirime gidecektir ve işkembe
Asidoza yakalanacaktır.
*Karışık olarak tüm
yemler yemlikte gün boyunca bulundurulmalıdır
(Ad Libitum yemleme).
*Aşırı yoğunlaştırılmış
ve kalabalık barınaklardan kaçınılmalıdır.
*Danaların önünde daima
temiz ve yeni su bulundurulmalıdır. Kısa bir süre dahi olsa danalar susuz
kalırsa büyük problemler oluşturacaktır. Ayrıca kış aylarında suluklar donmayı
önleyecek şekilde olmalıdır.
*Danalar sonrasında
sıklıkla rahatsız etmemek ve strese girmemeleri için besiye kabul programı
esnasında, ilk giriş günlerinde yapılacak uygulamaların tümü bitirilmelidir. Vitamin
ve mineral takviyeleri ise yem katkıları şeklinde yapılmalı, ikide bir
enjeksiyon yapmaktan kaçınılmalıdır. Yine besiye kabul programında iç ve dış
parazitler için yeterli uygulama yapılmalıdır.
*Besi dönemi boyunca sık
sık yem değişikleri yapılmamalı, yapılsa bile yem değişikliklerini 1 hafta-10
güne yayılmalıdır. Ani ve sürekli yem değişiklikleri strese
yol açar. (Hayvanlarda Stres Faktörleri.) ( İneklerde Stres, Konfor ve Verim Arasındaki İlişki.)
*Aşılar besiye girişte
yapılıp, Rapelleri(tekrarları) ihmal edilmemelidir. Rapeli yani tekrarı gereken
aşılar, ayrıca Şap, LSD gibi aşılar
yapılacağı için, aşı programını mümkün olan en kısa sürede bitirmek gereklidir.
Bu sebeple Klostridyum karma aşıları, virüs ve pasturella hastalıklarıyla
ilgili aşılar, leptospiroz aşısı gibi ölü aşılar birlikte, aynı anda yapılmalıdır.
*Girişte birçok işletme
ADE kombine vitamin enjeksiyonu ile uzun etkili antibiyotik
uygulamaktadır. Yukarıda sayılan ölü
aşılarla birlikte bu enjeksiyonları da yapılabilir. Bu aşıların rapelleri
(tekrarları) ile, Şap, LSD ve eğer yapılacaksa Şarbon (Anthrax)aşıları
besiciliğe başlarken zaman alıcı, stres yaratıcı uygulamalar olduğundan,
hayvanlar bir an önce rahat bırakılmalıdırlar.
*Küflü silaj ve küflü
kuru otlardan uzak durulmalıdır. Küfler hayvanlar açısından zehir özelliğini
taşıdığı için işkembedeki faydalı bakteriler, böbrekler ve karaciğer üzerinde
zararlı etkiler yaparlar. Dolayısıyla küflü yemlerden kesinlikle uzak
durulmalıdır.
*Kapalı, bağlı veya
kapalı serbest sistemlerde doğru bir havalandırma sistemi sağlanmalıdır. Bu tür
sistemlerde havalandırma koruyucu hekimlikte önemli bir yere sahiptir. Kapalı barınakların
en tehlikeli tarafın doğru bir havalandırma sistemi yapılmadığında, içerde
amonyak, karbondioksit, metan, hidrojen sülfit gibi zararlı gazlar birikir. Bunlar
ortamda birikirse hayvanların solunum yollarına zarar verir.
*Açık serbest
sistemlerde ise yüksek sıcaklık strese yol açar. Bu stresi önlemek ve bertaraf
etmek büyük fayda sağlayacaktır. Danaların bulunduğu yerlerde gölgelikler,
sundurmalar, öğle vakti su püskürtmek gibi yöntemler uygulanabilir. Toza karşı
da öğle vakti açık alana su püskürtülebilir.
*Sıcaklığın oluşturduğu
stres termometrenin gösterdiği derece ile ilgilidir. Bölgenin rüzgârlı olması sıcaklık stresini
biraz daha az hissettirir. Fakat, sıcaklık
22 dereceden fazla olduğunda stresi artıracaktır
*Hayvanlar genel olarak
+4, -18 sıcaklıklarını severler. Yani buzdolabı sıcaklıklarına bayılırlar.+ 15
dereceye kadar da hayvanlar için gayet uydur ve bu derecedeki sıcaklıklar
hayvanları rahatsız etmez. Ama en ideal sıcaklık +4, -18 aralıktaki
sıcaklıklardır. +22 derecenin üzerine çıkan sıcaklıklar ise hayvanlarda strese
yol açar. Sıcaklık artıkça hayvandaki stres de artmaya başlayacaktır. Stres hem
hayvan sahibinin hem de hayvanın aleyhine olabiliyor. Çünkü stres daha çok
hastalık ve daha az veri yani verim anlamına gelmektedir. Yani hayvanlar için
22 derece ve üstündeki sıcaklıklar çok yüksek bir sıcaklık demektir. Hayvanı
boğar, bunaltır. Sıcaklık artıkça hayvanın işkembesinden enerji çıkar. Hayvan
işkembesini durduramayacağı için harıl harıl enerji üretmeye devam edecektir ve
sıcaklığın giderek armasıyla beraber, hayvan strese girecektir. Eğer ki artan
yüksek sıcaklıklardan dolayı hayvan serinletilmese bunalır, ağzını açıp dilini
çıkartmaya başlayacaktır, zamanla da iştahı kesileceğinden verim kayıpları ve
oluşan stres sonucunda çeşitli hastalıklar meydana gelecektir. Hayvanın
işkembesi durmadığı sürece üşümez. Zaten hayvan hasta olursa işkembesi çalışmaz
durur ve revirlik olur. Barınak sisteminin uygun yapılmış olması bir tür
koruyucu hekimlik çalışmalarından bir tanesidir.
*Sıcaklığın şiddetine
göre öğle vakti su püskürtmeye ek olarak, birkaç saat sonra tekrar etmek
yararlı olacaktır.
2 Yorumlar
Hayvan sağlığını korumak hakkındaki bilgiler çok değerli bilgiler kaleminize sağlık, blogunuzu takibe aldım
YanıtlaSilHayvan sağlığı verim ile bağlantılıdır. Sağlıklı hayvan, daha fazla verim yani kar demektir. Teşekkür ederim.
Sil