*Hayvanlar tedaviye ne
kadar ihtiyaç duyuyoruz? Eğer tedaviye sürekli ihtiyaç duyuyorsak demek ki sürü
yönetiminde bir aksaklık var demektir.
*Antibiyotiğin çok fazla
kullanılması. Eğer çok fazla ve gereksiz şekilde antibiyotik kullanılırsa, sürü
yönetimiyle ilgili eksiklikler, ihmaller ve yanlışlar var demektir.
*Hayvanlarda daha çok
hastalık oluyorsa ve daha az verim elde ediliyorsa yine aynı şekilde sürü
yönetiminde yanlışlıklar var demektir.
1. Süt Sığırcılığında Küçük Veya Büyük İşletmelerde Maliyet Kontrolü İçin Takip Edilmesi Gereken Hususlar
*Söz konusu aşağıdaki
hususlar yanlış yapıldığında hiç tahmin edilmediği kadar yüksek oranda maliyette artma meydana gelir. Bu hususlar
yanlış yapılmayıp zamanında yerine getirildiği taktirde maliyetlerde artma
olmayıp, daha fazla kazanç elde etme olanağı olur.
a. Koruyucu Hekimlik
Koruyucu hekimlik
uygulamalarını çok iyi bilip, her şey zamanında yapıldığı taktirde maliyet
artışları söz konusu olmaz. Aksine koruyucu hekimlik uygulamalarını zamanında
yapmayıp veyahut eksik yapıldığında maliyet artışları kaçınılmaz olacaktır. (
Koruyucu Hekimliğin önemi ve uygulamaları için tıklayınız.)
b. Kaba Yem Kalitesi
*Kaba yem kalitesi
maliyeti çok etkiler. Kaba yemin kaliteli olup olmaması mahsulün biçim
zamanıyla ilişkilidir. Doğru zamanda ekimler biçiliyorsa her şey yolunda gider.
Yanlış zamanda biçilirse yanlış yolda gideriz. Bunun için süt sığırcılığı
kaliteli kaba yeme dayanır. Doğru zamanda biçilen ve kullanılan kaliteli kaba
yemler sayesinde, fabrika yemlerinin kullanımı azalmaktadır. Kartlaşmış yonca
çok büyük bir maliyet noktasıdır. Kartlamış yonca hayvana verildiğinde,
lüzumsuz yere hayvan tıkanır ve gerçekte alması gerektiğini alamaz. Sırf yonca
verildiği için sevilmez. Biçim zamanında elde edilen kaliteli yonca ile verim
miktarı artar. Yoncanın çiçek açtıktan sonraki biçilmesindeki protein oranı ile
tomurcuktaki yoncanın biçilmesindeki protein miktarı arasında en az % 5 fark
bulunmaktadır. Bu farkı da sonradan tamamlayabilmek için ekstradan fabrika yeme
ihtiyaç duyulup alınır ve bu da ek bir maliyet olarak bize yansır. Ek maliyete
girmemek için yonca gibi kaba yemin, tomurcuktan çiçeğe geçişte hasat edilmesi
lazım.
*Küflü slaj da bizim
için maliyet unsurunu oluşturur. Yanlış zamanda balyalama yapıldığından
küflenme meydana gelir ve yüksek derecede toksin içerir. Küflü ve pis kokan slajlardan uzak durulması lazım. Bu küflü ve pis kokan slajlar hayvanın vücudu
için sorun teşkil edip zarar verir. İşkembeye girdiklerinde hemen faydalı
mikropları öldürürler. Daha sonra toksin vücuda yayıldığında yavru atmaya ve
buzağıda ishale bile yol açmaktadır. Toksin, zehir demektir ve hayvan vücudunu
mahveder. Yonca kurutulup balyaladıktan sonra küf ve bozulma gibi sorunlar
ortaya çıkacak ise yoncayı slaj yapmak daha mantıklı olacaktır.
c. Buzağı Kayıpları
En büyük maliyet unsuru buzağı kayıplarıdır diyebiliriz.
c1. Buzağı Kayıpların Önlenmesi
- Aşılar zamanında yapılmalıdır. Özellikle şap ve brusellosis gibi buzağı kayıplarına yol açan hastalıklara karşı aşılar zamanında yapılmalıdır.
- Koruyucu hekimlik uygulamaları yerine getirilmesi,
- Kuru ve temiz ilkesine uygun barınakların yapılması buzağılar için vazgeçilmez unsurlardır.
- Uygun havalandırma sisteminin yapılması,
- Uygun altlık sisteminin olması,
- Kaliteli buzağı maması, yem, yem katkı maddeleri ve yeterince ağız sütünün verilmesi,
- Meme kapları, emzirme kapları ve biberonlar içi dışı çok iyi dezenfektan edilmesi,
- Sonuç olarak barınağıyla, beslemesiyle, aşılamasıyla, tedavisiyle, temizliğiyle, koruyucu desteklerle buzağı sağlığı için önemli tedbirler ve gerekli olan unsurlar yerine getirildiği taktirde, daha iyi düveler, daha iyi besi danalara sahip olunur.
d. Buzağılama Aralığı
--Etçi sığırlarda
buzağılama aralığı yapılan araştırmalarda 365 günde 1 buzağıdır.
--Sütçü sığırlarda ise
buzağılama aralığı max. 405 gün (13.5 ay) de 1 buzağıdır. Buzağılama aralığının
en ideali ise 385 gündür.
e. Döl Tutma
--İneklerde boş günlerin
sayısı artıkça maliyette o oranda artmaktadır. İneklerde 2 gebelik arasında en
fazla (üst sınır) 120 gün olmalıdır. Maliyetin aza indirebilmek için bu süreyi
60 güne kadar indirgenmesi lazım. Hayvanın 40’ı çıktıktan sonra ilk tohumlama
yapılması lazım. Doğumdan sonraki 22.inci günde hayvanın kızgınlık gösterip
göstermediği kesinlikle takip edilmelidir.
--Hayvanların 1.inci
kızgınlıkları doğumdan sonra 22.inci günde ortaya çıkar. 2.inci kızgınlıkları
43.üncü günde, 3.üncü kızgınlık ise 60-64.üncü günlerde ortaya çıkar. Yapılan
araştırmalarda inek, doğumu takip eden 3.kızgınlıkta kaliteli bir yumurta döl
yoluna bırakır. Bunun için bu kızgınlık sürelerini çok iyi gözlemleme
yapılmalıdır.
e1. İneklerde Gebelik
Süresinin Artmasının Nedenleri:
- Yemleme
- Gereksiz müdahaleler ( Doğuma ne zaman müdahale edilir? ayrıntılı bilgi için tıklayınız. )
- Hipokalsemik vakalar ( Gizli Hipokalsemi, Görünür Hipokalsemi )
f. Mastitis problemlerine bağlı kayıplar
2 çeşit mastitis
vardır.
f1. Görünen Mastitis
- Görünen Mastitise yakalanan hayvanların sütlerinde bozulmalar meydana gelir. Bozulan bu süt hiçbir işe yaramaz, atılır ve kar marjını azaltır, maliyet kaybına neden olur. Görünen Mastitise yakalanan hayvanın sütünün düzeltilmesi için çeşitli ilaçlar, iğneler ve antibiyotikler kullanılarak müdahalelerde bulunulur. Bu müdahaleler sonucunda süt düzelmeye başlar fakat tam kıvamına gelmez. Sütün eski kıvamına gelebilmesi için 40-50-60 gün geçmesi lazım.
- Kan gelmesi
- Kanın pıhtılaşması
- Süt bozulması
- Memenin şişmesi
- İneğin ateşlenmesi
- Yangısal bir rahatsızlık gibi durumlar hayvanlarda ortaya çıkar.
f2. Görünmeyen (Gizli) Mastitis
--İneklerin memelerinde
ortaya çıkan bir mastitis vakasının ortalama maliyeti 800 TL’dir. Bir meme ilk
mastitis olduğunda tedavi edilme şansı %75-80 dir. İkinci mastitis vakası
olduğunda tedavi edilme şansı %50, üçüncü mastitis vakasında ise % 30’dir. Her
mastitiste tedavi şansı azalmaktadır.
Gizli mastitise
yakalanan sütçü hayvanlarda, % 5- % 30 arasında her gün süt kaybı meydana
gelmektedir. Bu da somatik hücreye göre bu oran değişmektedir. Somatik hücre
oranı artıkça kaybedilen süt oranı da artar.
f3. Mastitis Hastalığının Temel Nedenleri
--Hayvanın meme
deliğinden içeriye giren mikro organizmalardır. Bu hastalığı meme deliğine
getiren belli, onu oraya getiren her şey bellidir aslında.
--Mastitis tedavisi
olmayan bir hastalıktır. Ama kontrol altında tutulması lazım ve bu işlem de
günümüzde mümkün olmaktadır.
--Mastitis yoğunlaşırsa
ineğin memeleri körelir, kurulur. Dolayısıyla memesi olmayan inekte bir işe
yaramaz.
--Mastitisle mücadele
ettiğimiz her 1 liralık masraf, bize 5 lira olarak mutlaka geri gelecektir.
--Temizlik, dezenfekte,
yemin içine çinko vb, mineral koyma, aşı yapma gibi koruyucu önlemler mastitise
karşı yapıldığında 1 tl yerine bize 5 TL verecektir.
g. Maliyet Kontrolünde Kuru Madde Bilincinde Yemleme
--Kuru madde bilinci
olmadığında, hayvan eksik veya fazla beslenebilir. Ülkemizde çoğunlukla eksik
beslenme yapılmaktadır. Özellikle farika ve kaba yemlerin fiyatlarında artış
meydana geldiğinde çoğumuz hayvanın normal olarak tüketebileceği yem miktarını
düşürme yoluna gideriz. Bu yapıldığında bununla beraber hayvandan almış
olduğumuz et veya süt verimi de azalmaktadır. Başka bir örnek verecek olursak;
Simental ırkı çok iri bir hayvandır. Diğer ırklara göre daha fazla yem
yer. Bu hayvanda maksimun verim elde
edilmek isteniliyorsa, diğer ırklardaki hayvanlara verilen yemden daha fazla
miktarda verilmesi gerekmektedir.
DİP NOT:
--Eğer ki tasarruf
yapayım derken ineğe daha az yem verilirse, verilmesi gereken dönem ve
zamanlarda vitamin, mineral, enerji, protein verilmese, ineğin konforu
sağlanılmaz ise, inek bu eksikliklerin karşılığını, serum, ilaç, vitamin, mineral,
veteriner masrafları gibi ek maliyetler ile bizden tahsil eder. Ayrıca en
önemli husus olarak hayvan çeşitli hastalıklara yakalanarak hastalanır ve
yavrusundan bile vazgeçmiş olur.
h. Çiftlik Çalışanların Yönetimi
--Çiftlik çalışanlarının
yaptığı bütün hatalar bize ekstra bir maliyet getirmektedir. Örneğin, çiftlik
çalışanlarının yaptığı hatadan dolayı meme iltihaplanması ve bunun sonucunda
buzağının ölmesi, buzağı biberonlarının içi iyi temizlenememesi sonucunda
buzağının ishalle yakalanması, gözlem yapılması gereken saatlerde veya
zamanlarda gözlemin yapılmaması sonucunda hayvanın kızgınlığını tespit
edilememesi, hayvanlara yem verilirken dikkat edilmediğinde yemlerin içine çivi
gibi kesici-delici metallerin karışmasıyla hayvanların yemesi ve hayvanlara
zarar vermesi, hayvanların önünde
gerekli olduğu zamanlarda su ve yemin konulamaması, ineğin doğum yaptıktan
sonra buzağının temizliği yapılmaması, buzağa ilk ağız sütünün içirilmemesi
veya buzağının ağız sütünü içmediğinde çalışanın zorla sütü içirmekte direnmesi
ve bunun sonucunda sütün buzağının ciğerlerine karışması, kuru ve temiz ilkesine aykırı hareket
edilmesi gibi çeşitli sorun ve ihmallerden dolayı çitlik çalışanlarından
kaynaklanan ek maliyetlerle karşı karşıya kalınabilir.
ı. İnekleri Gizli Dertlerinin Önlenememesi
--İneklerin gizli
dertleri de bir maliyet unsuru olarak karşımıza çıkmaktadır. Çünkü bu dertler
gizlidir ve gerekli gözlem iyi bir şekilde yapılmayıp zamanında müdahale
edilmediğinde ek bir maliyet olarak karşımıza çıkar. İneklerde bulunan 4 gizli
dertle çiftlik yaşamı sürüyorsa ve bu gizli dertler kontrol altına alıp
önlenemiyorsa o çiftlik hiçbir şekilde kar etmez, zararına çalışmış olur.
İneklerin bu 4 gizli dertlerinin arkasında da mutlaka birçok sorun vardır.
ı1. Gizli Asidoz
--Gizli Asidoza yakalanan
hayvanın işkembesi sürekli gizliden gizliye yanar. İşkembenin yanması sonucunda,
hayvanın işkembesinde bulunan faydalı bakteriler rutin işlerini
yapamayacağından enerji, süt, canlı ağırlık ve süt yağı veriminde azalmalar
meydana gelecektir. Bu hastalığı gidermek için faydalı bakterilerin bol ve
ahenkli bir şekilde çalışmalarını sağlanmalıdır. Ayrıca hayvanın iştahı
olmasına rağmen içinin yanmasından hiçbir şey yiyemeyecek duruma gelir. Daha
sonraki dönemde, hayvanın işkembesinde birikmiş olan asitli kötü maddeler kana
karışır ve kan yoluyla vücuda dağılır. Ayaklara kadar gittiğinde ayak
hastalıkları ortaya çıkar ve hayvan toparlar. Hayvanın bağırsağına gitmesi
durumunda ise ishale neden olur. İşkembede biriken kötü maddeler, kabarcıklı ve
çok kötü bir kokusu olan dışkıya dönüşür ve dışarıya atılır. Ayrıca, asitli
kötü maddeler karaciğere de giderek Apse yapar.
ı2. Gizli Ketozis
--Gizli Ketozis’in ortaya
çıkmasının sebebi, hayvanın kuru dönem yemleme biçimiyle ilişkilidir. Gizli
Ketozis’le hayvan hem doğru düzgün istenilen süt verimi elde edilmez, hem de en
önemli problem olan yavru vermez. Yani bu hastalık devam ettiği sürece yapılan
döllenme sonuç vermez.
Doğumdan sonra bu
hastalık ortaya çıkar. Doğumdan sonra Veteriner hekim bu problemin farkına
varıp tedavi etmeye çalışır. Eğer ki bunun farkına varmayıp tedavisi edilmez
ise sonraki süreçte daha büyük problemlere yol açabilir. Yukarıda da
değindiğimiz gibi en önemli problemlerinden biri de döl tutmama sorununa yol
açar.
ı3. Gizli Hipokalsemi
--Görülen Hipokalsemi
hastalığı ile mücadele etmek basittir. Veteriner hekim görülen Hipokalsemi
vakasının farkına varıp serum taktığında hayvan iyileşir.
--Gizli Hipokalsemi
hastalığından sonra hayvanda Süt Humması hastalığı ortaya çıkar. Ayrıca daha
sonraki süreçte, sonun atılamaması, midenin yer değiştirmesi, ayak
hastalıkları, rahimin kendini iyi temizleyememesi, işkembenin düzgün
çalışamaması ve hatta gizli Mastitise gibi hastalıklarda meydana gelmektedir.
Sonuç
olarak bu bahsettiğimiz ana önemli konular var ise işletmeler açısından büyük
maliyet kayıpları demektir. Ayrıca sürü yönetiminin doğru, sağlıklı bir şekilde
de yapılmadığını kanıtlar.
0 Yorumlar